Madde 88: Mezâlim kâdısı, halife veya kâdı’l kudâ tarafından tayin edilir. Fakat onun muhasebesi, tedip edilmesi ve azledilmesi halife yada halife kendisine salahiyet vermişse kâdı’l kudâ tarafından olur. Ancak halife veya tefvîz muavini veya kâdı’l kudâ aleyhine bir mezâlim davasına bakarken azledilmesi sahih değildir. Böyle durumlarda onu azletme salahiyeti mezâlim mahkemesinindir.
Mezâlim kâdısı, halife veya kâdı’l kudâ tarafından tayin edilir. Çünkü mezâlim, bağlayıcı olmak üzere şer’i hükmü bildirmek olan kadâdandır ve tüm türleri ile kâdıyı ancak halife tayin eder. Nitekim daha önce beyan ettiğimiz gibi, Resul [Sallallahu Aleyhi ve Sellem]’in tüm türleri ile kâdıları tayin ettiği sabit olmuştur. Bu nedenle mezâlim kâdısını tayin eden ancak halifedir. Halifenin kâdı’l kudânın tayin akdinde kendisine bu hakkı vermesi halinde, kâdı’l kudânın da mezâlim kâdısı tayin etmesi caizdir. Yine devletin merkezindeki Baş Mezâlim Mahkemesinin işinin, halifeden, vezirlerinden ve kâdı’l kudâsından kaynaklanan mazlimeye bakmak ile vilayetlerdeki Mezâlim Mahkemesi şubelerinin de valilerden, âmillerden ve devletin diğer görevlilerinden kaynaklanan mazlimeye bakmak ile sınırlandırılması da caizdir. Halifenin, Merkezî Mezâlim Mahkemesine, Merkezî Mezâlim Mahkemesine bağlı olarak vilayet şubelerinde bulunan Mezâlim Mahkemelerindeki mezâlim kâdılarını tayin etme ve azletme salahiyeti verme hakkı da vardır. Devletin merkezindeki Baş Mezâlim Mahkemesi üyelerini tayin eden ve azleden halifedir. Merkezî Mezâlim Mahkemesi Başkanının, yani halifenin azledilmesine bakan mezâlim kâdısının azledilmesine gelince; bunda asıl olan, - diğer kâdılar gibi onu da görevlendirme hakkı olduğu gibionu azletmenin de halifenin hakkı olmasıdır. Fakat burada zanna galip gelen bir durum vardır ki bu durum esnasında azletme salahiyetinin halifenin eline terk edilmesi, bu salahiyetin harama götürecek olmasıdır ve bu durum üzerinde
(الوسيلة إلى الحرام حرام)
“Harama vesile olan da haramdır” kaidesi intibak eder. Zira bu kaidede zannı galip (ağır basan kanaat) yeterlidir. İşte bu durum; halife veya vezirleri veya kâdı’l kudâsı -ki halife ona mezâlim kâdısını tayin etme ve azletme salahiyeti vermiştir- aleyhine açılmış bir davanın bulunmasıdır. Çünkü bu durumda azletme salahiyetinin halifenin elinde kalması, kâdının hükmüne etki edecek ve dolayısıyla mesela kâdının halifeyi ve yardımcılarını azletme kudreti sınırlandırılmış olacaktır. İşte bu azletme salahiyeti, harama vesile olmaktadır. Yani bu durumda o salahiyetin halifenin elinde kalması haramdır. Kalan durumlarda ise hüküm aslı üzere kalır. Yani mezâlim kâdısını azletme salahiyeti, tıpatıp tayin etme salahiyeti gibi, halifeye aittir.